| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Detaylar | ||||||||||||||||||||||
HİNDİSTANCEVİZİ YAĞI - BEYİN İÇİN GÜÇLÜ ŞİFA
Etrafınızda alzheimer ya da parkinson gibi beyinle ilgili rahatsızlıklar yaşayanlarınız var mı?
Lutfen dikkatli okuyun
İnternette Hindistan cevizi yağının Alzheimer hastalığını düzelttiğine dair haberler çıkıyor.
Kocasının gittikçe kötülediğini gören Dr. Mary Newport internette çok yoğun bir yayın incelemesi yapmış. Sonunda Hindistan cevizi yağının faydalı olabileceğine dair henüz tıp dergilerinde yayınlanmamış araştırma yazılarını okumuş ve bu tedavi aklına yatmış. Zaten yapılabilecek fazla bir şey de olmadığı için bu tedaviyi kocasında denemeye karar vermiş. Bir akşam eve dönerken markete uğramış ve oradan sızma Hindistancevizi yağı almış. Ertesi gün kocasının yulaf ezmesine 2 tatlı kaşığı Hindistancevizi yağı koymuş. Daha sonraki günlerde kaşık sayısını giderek artırmış ve 6-7 kaşığa çıkarmış
Tedavi ilk haftadan itibaren etkili olmaya başlamış. 4 ay sonra;
Görme bozuklukları düzelmiş
Yürümesi düzelmiş, tekrar koşmaya başlamış
Yardımsız evdeki işlerini yapmaya başlamış
Ayakkabılarını bağlamaya başlamış
Uzun Sohbetlere başlamış
Bir yıl önce adını unuttuğu bütün, hısım, akraba ve tanıdıkların isimleirni hatırlıyormuş.
Resim 1’in altındaki karalamalar hastanın tedavi öncesi, tedaviden 14 gün sonra ve 37. gün sonra yaptığı 3 ayrı saat resmini gösteriyor. Tedavinin ne kadar çarpıcı olduğu aşikar.
Hastaya bu tedavi 2008 yılında başlanmış ve belirtilerde geri dönme olmadığı gibi ilerlemeler de saptanmış. Tabii bu düzelmelerin her hastada gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini de bilemiyoruz. Fakat bu tedavinin zararı yok, üstelik klasik tedavilerden çok daha ucuz. Bence denemeye değer.
Hastaya bu tedavi 2008 yılında başlanmış ve belirtilerde geri dönme olmadığı gibi ilerlemeler de saptanmış. Tabii bu düzelmelerin her hastada gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini de bilemiyoruz. Fakat bu tedavinin zararı yok, üstelik klasik tedavilerden çok daha ucuz. Bence denemeye değer.
HİNDİSTANCEVİZİ YAĞI NASIL ETKİYOR
Beynimizin hayatiyetini sürdürebilmesi için enerjiye ihtiyacı var ve öncelikli olarak kullandığı enerji kaynağı da şeker (glükoz). Fakat beyin hücrelerinin glükozu kandan içerlerine alabilmek için insüline ihtiyacları vardır. Ama bu insülin pankreastan gelmiyor. Beyin kendi insülinini kendisi üretiyor.
Bildiğiniz gibi unlu-şekerli gıdaları fazla yiyenlerde insülin direnci yani metabolik sendrom gelişir. İnsülin direnci nedeni ile kan glükozu yeteri kadar beyin hücresine geçemez ve beyin hücresi aç kalır.
** Glükoz yeteri kadar beyin dokusuna geçemezse ne oluyor?
Bu durumda enerji yetersizliğine giren beyin dokusu atrofiye olmaya, yani dumura uğramaya başlayarak küçülüyor.
Siz hiç şeker yemeseniz de vücudunuz yağlardan ve proteinlerden glükoz yapıyor. Buna biyokimya biliminde glükoneogenez deniyor. Üstelik insülin direnci de olmadığı için glükoz kullanılabiliyor.
** İnsülin direnci olan hastalarda beyine enerji verecek başka bir madde var mı?
Var. Tabii glükoz beyinin birinci öncelikli enerji maddesi ama beyin hücreleri yağ metabolizması sonucu elde edilen keton cisimciklerinden de tıpkı glükoz gibi enerji kaynağı olarak faydalanabiliyor. Bu şekilde hücrelerin canlı kalması sağlanıyor. Zaten keton cisimciklerinin beyin kan akımını artırdığı da gösterilmiştir. Şöyle düşünün açlık grevlerine katılan insanlar niçin açlıktan ölmüyorlar? Çünkü depoladıkları yağları yıkarak keton cisimciklerine dönüştürüyor ve glükoz yerine yakıt olarak kullanıyorlar.
Keton cisimciklerinin hipoglisemili hastalarda bilişsel fonksiyonları düzelttiği de görülmüş
** Kanda keton cisimciklerini artırmanı bir yolu yok mu?
Ketonlar yağ yıkım ürünleridir. Kandaki keton cisimciklerini iki şekilde artırabilirsiniz;
1) Aç kalarak: Bu durumda vücut yağlarınız yıkılır ve kandaki keton cisimcikleri artar.
2) Yağdan zengin, yani taş devri diyeti gibi undan-şekerden fakir bir diyet. Bu tip diyetlere ketojenik diyet de deniyor. Bazı hekimler asidoz yapar diye ketojenik diyetlere karşı çıkıyorlar ama kandaki artan miktar asidoz yapmıyor.
*** Peki Hindistancevizi yağının diğer yağlara ne üstünlüğü var?
Orta zincirli yağ asitleri (MCT) MCT en iyi keton cisimciği kaynağıdır. Yağların içinde en fazla MCT Hindistancevizi yağında vardır. Hindistancevizi yağının yaklaşık üçte ikisi (%60) MCT’dir. Palmiye yağındaki oran %55. Anne sütünde ve tereyağında ise bu oran %12 civarında. Geri kalanın tamamına yakını uzun ya da çok uzun zincirli yağ asitleri. Sıvı yağlardaki MCT oranı ise %10’dan çok daha düşük.
*** Hindistancevizi yağı hangi dozda kullanılıyor?
Hindistancevizi yağında önerilen günlük doz yaklaşık 35mL yani 7 tatlı kaşığı. Bunun karşılığı 20 gram MCT. Bu doz günde 2-4 kez alınır. 1 tatlı kaşığı ile başlayıp zaman içinde 7 kaşığa çıkılabiliyor. Bulantı kusma gibi belirtiler oluşursa bir önceki doz dönülür ve bir müddet sonra tekrar doz artırılır.7 tatlı kaşığı bir öğünde de alınabilir. Bu durumda ketonlar 24 saat kanda kalabilir.
Hindistancevizi yağı doymuş bir yağdır, Yani katı bir yağdır, ama 24oC’de eridiği için sıvılaşır. Zeytinyağı ve diğer sıvı yağlara göre ısıya çok daha dayanıklıdır.
Prof. Dr. Ahmet Aydın
İLAÇ DEĞİLDİR
ALINTI
| ||||||||||||||||||||||